Değerli Meslektaşlarım,
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminin ilk Millî Eğitim Bakanı olarak sizlerle yol arkadaşlığı yapmaktan kıvanç duyduğumu belirterek sizleri en kalbî duygularımla selamlıyorum.
Bir öğretmen olarak, bin yıllık bir harman olan dilimizi, kültürümüzü ve eğitim tecrübemizi dünyanın her köşesine götürmenin, insanlığı kucaklamanın; kardeşlik bağıyla bağlanmanın gururunu sizlerle birlikte yaşadığımı bilmenizi isterim.
Sevgili Mesai Arkadaşlarım,
Türkçe ve Türk kültürü derslerimizi sürdürmeleri amacıyla yurt dışında görev yapan öğretmenlerimiz, yurt dışında bulunan okullarımızda görev yapan öğretmenlerimiz, Türkiye Türkçesi Öğretim Merkezlerinde görev yapan öğretmenlerimiz, idarecilerimiz, gerek Türk vatandaşı, gerek farklı milletlere mensup binlerce öğrencimiz ve velimizle birlikte büyük bir aileyiz.
Çocuklarımız en kıymetli varlıklarımızdır ve eğitim çalışmalarımızın temelinde onlar vardır. Dünyanın en ücra köşelerinde Türkiye Cumhuriyeti Devletinden hizmet talep eden; okumak, öğrenmek, bilmek isteyen her çocuğumuz bizim için son derece önemli ve değerlidir. Dünyanın neresinde olursak olalım, öğrencilerimiz ister kadim milletimizin ister başka milletlerin mensubiyetinde olsun, onların geleceğe daha güvenle bakmalarını sağlamak için oradayız.
“Yeryüzünün öğretmeni olabilmek için gökyüzünün öğrencisi olmak gerekir.” Gökyüzü, evrenseldir. Bizim, mutlak surette evrensel olana talip olmamız ve yerel olanla evrensel olanı yan yana getirmemiz lâzımdır. Dolayısıyla bulunduğumuz ülkelerde her zaman yerel düşünmeli, evrensel davranışlarla hareket etmeliyiz.
Değerli Arkadaşlar,
Eğitim, ihraç edilebilen; ancak ithal edilemeyen bir süreç ve nesnedir. Yurt dışında Bakanlığımızı temsil eden siz değerli öğretmenlerimiz, bu ihracatın en önemli kilometre taşlarıdır. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın; “Ben Türkiye’yim. Türkiye benim merceğim, ölçüm ve realitemdir. Kâinata, insana, her şeye oradan, onun arasından bakmak isterim.” sözlerinde kastettiği Türkiye sizsiniz.
Öğretmenlik, aslında insanın kendi olgunlaşma yolculuğudur. Bu yolculuk öğretmenin kişisel gelişimiyle beraber bir “şahsiyet” doğurur. Güçlü bir şahsiyet, başka şahsiyetler bina eder. Öğrencilerimizin hayatına dokunmak, gurbette bir çocuğumuzun başını okşamak, öğrencilerle her gün göz göze gelmek, mesleğimizin en büyük kazancı ve gurur kaynağıdır. Siz değerli öğretmen arkadaşlarımızın sınırlarımız dışında ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceğine, yüreklerde iz bırakacak bir iklim oluşturacağına ve bu iklimin gerçek mahsuller vereceğine inancım tamdır.
Değerli Meslektaşlarım,
Bu olgunlaşma yolculuğunda karşılaştığınız zorlukların farkındayız. Bu zorlukları el birliğiyle aşma gayretinde olduğumuzu bilmenizi isterim. Bakanlığımızdan beklentilerinizi dinlemek, neyi başaracaksak hep beraber başarmak arzusundayız.
Muvaffakiyet; vâkıf olmak, hazmetmek, içselleştirmek, öğrendiğini yaşam yoldaşı kılmaktır. Hepinize muvaffakiyetler ve özverili çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Sınırlarımız dışında sizlere emanet edilen çocuklarımıza ve değerli velilerimize en içten duygularımla selam ederim.
Sevgi ve saygılarımla…
Ziya SELÇUK
Millî Eğitim Bakanı